İşletmeler, çalışanların motivasyonunu artırmak, işletmeye olan aidiyet duygusunu geliştirmek ve daha verimli bir çalışma ortamı oluşturmak adına çalışanlarına pek çok yan hak sunmaktadır. Kurumsal ödüllendirme de çalışanlara sunulan yan haklardan biridir. Günümüzde, çağın değişen koşullarını göz önüne aldığımızda işletmelerin kurumsal hediyeleşme hususunda yeni yöntemler arayışına girmesi; önceki gibi kravat, ajanda, fular, gömlek gibi doğrudan standart hediyeler yerine kullanıcısına seçme hakkı veren hediye çeki gibi daha esnek seçeneklere yönelmesi sürecin beklenen bir sonucudur.
Hediye çekleri, üzerine tanımlanmış bir bedelin olduğu ve kullanıcısına bu bedel karşılığında mal ve hizmet alma hakkı doğuran belgelerdir. Hediye çeki belli yerlerden alınıp çalışanlara ya da müşterilere dağıtılır. Hediye çeki uygulaması genellikle perakende satış yapan mağazalar veya internet üzerinden satış yapan markaların üzerinde belli bedellerin yazılı olduğu kendi hediye çeklerini bastırarak bunu işletmelere satması şeklinde işler. İşveren dilediği markadan dilediği miktardaki hediye çeklerini alarak bayram, yılbaşı ve benzeri özel günlerde çalışanlarına, müşterilerine ve iş ilişkisi içerisinde bulunduğu diğer kişilere hediye edebilir. Böylece tedarikçi firma bulunması, her çalışan için tek tek hediye alınması, hediyelerin tedarik edilmesi, paketlenmesi ve çalışanlara dağıtılması gibi operasyonel iş yükü azaltır, bunun yanında her çalışanın kendi zevkine ve ihtiyacına göre dilediği hediyeyi almasına olanak sağlanmış olur.
İşletmeler gerek çalışanlarına gerekse müşterilerine promosyon, reklam ve tanıtım amaçlı hediye çeki dağıtabilirler. Her ne amaçla veriliyor olursa olsun hediye çeklerinin dağıtılması 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 40. maddesinin 1. bendinde ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8. maddesi kapsamında değerlendirilir ve bu değerlendirmeye göre ticari kurum kazancının tespitinde yer alıp almayacağının kararı verilir. Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1 inci maddesine göre Türkiye'de yapılan sanayi, ticari, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti kapsamındaki mal teslimleri ve hizmet ifaları KDV ’ye tabidir. Aynı kanunun 2/1 inci maddesinde teslim kavramının tanımı "Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii" şeklinde yapılmıştır. Yine aynı kanunun 3. maddesinde hizmet tanımı "teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler" şeklinde yapılmıştır. Bu hükümler sonucunda hediye çeki tesliminin mal teslimi ve hizmet ifası olarak değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla KDV ‘ye tabi olmadığı sonucu açıkça ortaya çıkmaktadır.
Vergi Usul Kanunu'nun 229. maddesine göre fatura, satılan mal veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Bu tanım gereğince hediye çeki teslimi durumunda fatura düzenlenmesine gerek yoktur. Ancak fatura düzenlenmesine gerek olmaması belgelendirilmesi gerektiği zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Hediye çeki dağıtan firmaların hediye çeklerini dekont vererek belgelendirilmesi gerekir. Alınan bedeller ise avans olarak muhasebeleştirilmelidir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 66. maddesine göre işverene tabi ve belirli bir işyerine tabi olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar (ayni yardım) ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler ücret olarak gelir vergisine tabidir. Çeklerin bedeli net ücret olarak hesaplanır ve personel gideri olarak brüt tutar kayda alınır. Personele verilen hediye çeki nakit değil ayni ücret verilmesi olduğundan sadece gelir vergisine yansıtılır, SGK primi ve damga vergisi hesaplanmaz. Hediye çeki teslimi konusunda kanunda belirtilen hususlara usulünce uyulduğu sürece çalışanlara hediye çeki vermek hem işletmenin hem de işverenin yararına olup işveren-çalışan ilişkisinin daha güçlü temellere dayanarak daha uzun ömürlü olmasına ve çok daha verimli bir iş ortamının oluşmasına katkı sağlamaktadır.